hayat, aldığımız nefeslerin toplamı değil, nefesimizi kesen anların toplamıdır...

14 Aralık 2008 Pazar

RALLY BITTI, DÖNÜYORUZ... ISRAIL' DEN FINIKE' YE...(2 GÜN 3 GECE...)



24.06.2008
Yola çıkalı 25 saat oldu ve hala daha Finike'ye 206 nm var. Lutra 100 m arkamızda... Dönüş yolumuzda kaba dalgalar olmasın istemiştik ama sanırım bu kadarı da bir yelkenci için fazla... Yola çıktığımızdan beri ayaklarımızın altında titreyen motoru kapatıp sessiz ve sakin bir yelken seyri yapamadık.
Rüzgar yola çıktığımızdan beri kafadan geliyor. Yalnızca ilk 2 saat 30 derecelik orsa seyri yapabildik 15 knot rüzgarla ama motorumuzu kapatmadan. Çünkü Herzilya Marina çıkışında mazot alırken ufak bir problem yaşamıştık ve Lutra'ya yetişmemiz gerekiyordu.
Neyse, dün yaşadıklarımızı zaten asla unutamayız. O kadar çok şey aynı anda ters gitti ki.... Ama sonunda bütün sorunlar sihirli bir değnek değmişçesine yok oldu. :) Ve işte rally bitti, DÖ-NÜ-YO-RUZ!!!
Şu anda iskele baştan batan güneşi izliyoruz annemle. Ufukta sadece batmakta olan güneş var. Şimdi inip navigasyon ışıklarımızı da yaktım. Babam uyuyor...
Dün gece ilk kez yakamozları gördüm. :) Onlar da canlıymış, çok şaşırdım. Hayatımda hiç o kadar ışıl ışıl bir canlı görmedim ben. Ateşböcekleri gibi…
Bu arada rally bitti ama telsiz konuşmalarımız devam ediyor. Birbirimize bir sorun olup olmadığını soruyoruz. Kimler balık tutmuş onu öğreniyoruz. Bir çok Emyr teknesi mazot alabilecekleri bir yer öğrenmek için David ile konuşuyor. Lutra da Herzilya çıkışında mazot takviyesi yapmadığı için Kıbrıs'ın batısındaki Paphos Limanı'na uğramak zorunda kalacak.
David dün tekneye geldiğinde Kıbrıs'ın kuzeybatı ucunda bulunan Fontana Amorosa koyunun dinlenmek, yemek ve yüzmek için iyi bir seçenek olacağını söylemişti. Eğer Lutra'nın işi uzun sürecek olursa sanırım oraya gidip biraz dinleneceğiz. Mashona ve Shadow Cat' in de aynı koya gidip dinleneceklerini biliyoruz ve daha bir çok Emyr teknesinin de...
Bu arada sabah 07:15 gibi oltamıza bir tuna balığı yakalandı. Ama babam çaresizce çırpınan zavallı tuna balığını yormak istediği için bir süre olta ile çekmeye devam etti ve azimli tuna balığı sonunda rapaladan kendini kurtarıp derin bir nefes alabilmek için tekrar maviliklere daldı :)
Ancak asıl azimli olan babammış ki saat 10:00 civarında bir tuna daha yakaladı. Birkaç bıçak darbesinden sonra kepçeyle içeriye aldık. Şu anda parçalar haline buzdolabında...
Neyse ben de şimdi biraz geriye dönüp Lübnan anılarımızı yazmaya çalışacağım. Finike'de inşallah internet bağlantısı bulabilirim...

Hiç yorum yok: