hayat, aldığımız nefeslerin toplamı değil, nefesimizi kesen anların toplamıdır...

27 Mayıs 2009 Çarşamba

KISIN NELER YAPTIK...???


Aslında bu blogta sadec S/Y Gulchin ile yaptığımız seyirler, etkinlikler ve geziler yer alacaktı. Şimdiye kadar da epeyce güzel yerler gördü, heyecan yaşadı, yelken yaptı, dalgalarla boğuştu, gece seyirleri yaptı, kavançalar yedi bu blog... Ben de yazmayı, paylaşmayı, güzel yorumlar almayı, fotoğraflarımı sanki sergi açmışçasına yayınlamayı çok sevdim.

Bu kış Gulchin' i çok gezdiremedik, hatta çok da ilgilenemedik ama onu da alakadar edecek ciddi işlerle uğraştık. Mutlu Marine markası için çalıştık, çabaladık. Yakın dostlarımız bilirler, bizim asıl işimiz paslanmazdan mutfak aksesuarlarıdır. Küçükken "Baban ne iş yapıyor?" diye soranlara "Sapçı" derdik hatta ablamla. Dünyadaki ve Türkiye'deki büyük firmalara kulp üretimi yapıyoruz. "Babam sağolsun" :) zamanında gecesini gündüzüne katmış, bize bu güzel işi yaratmış.


S/Y Gulchin' i aldıktan sonra bazı paslanmaz tekne aksesuarları ihtiyacımız oldu. E biz zaten 30 yıllık paslanmazcı değil miyiz dedik ve kolları sıvadık. Dümen yaptık, (bi de dümenci olduk bu arada ;)) bumba freni yaptık, (istenmeyen kavançaları önlüyor) koltuk halatı yaptık... Yetmedi bi de üstüne Pasarella yaptık :) Babamın denizci dostlarından zaman içinde çok talep aldık. Sonra onların arkadaşlarından, sonra da onların arkadaşlarından... Biz de 4 ürün ile Mutlu Metal'den doğma Mutlu Marine markasını kurduk.

Baktık ki piyasanın yerli ve kaliteli ürüne çok ihtiyacı varmış, biz de giderek ürün çeşitliliğimizi arttırdk. Şu anda 50'ye yakın ürünümüz var. :) Fuarlara katıldık bütün kış boyunca. Ürünlerimiz her yerde gerçekten büyük ilgi gördü. Hatta hiç beklemediğmiz, çok farkı işler bile aldık. İşin yanı sıra... Gezginlik ruhumuzda var, iş için bile gitsek hep bir boş gün yaratıp görülmesi gereken yerleri de gördük. Şu EMYR bizi çok bozdu ;)

Bu sadece bir giriş yazısıydı. Ne için mi? Bütün kış nerelerdeydik onları size bir bir anlatmak için. Umarım denizcilik ile ilgili yazılarım kadar ilgi görür.

Bu arada Gulchin neler yapıyor diye sorarsanız... Yaza hazırlık için Alaçatı'da karaya alındı. Dalyan'dan Alaçatı'ya giderken çok güzel bir yelken havası yakaladık. Çok özlemişiz... 7 - 8.5 knot arası bir süratle, uzun süre apaz seyri yaptık. Bu hafta sonu Gulchin tekrar deniz ile buluşacak ve bundan sonra Port Alaçatı'da ikamet edecek... Gulchin ile birlikte, bu yaz gerçekleştireceğimiz maceralarımız için bizi takip etmeyi unutmayınnnnn! :)))

22 Mayıs 2009 Cuma

PORT GÖCEK' E DÖNÜS...


28.06.2008 sabahı saat 05:45' te Kalkan Limanı'ndan sessiz sedasız ayrılıyoruz uykulu gözlerle, istemeyerek... Dümen suyumuzda şirin, nezih, misafirperver Kalkan...
Hava pek yok ama ölü dalga pek çoktu. Gerçi ben odamda enlemesine yatmış, dalgalardan etkilenmemeye çalışarak uyuyordum ama... :)
Saat 10:00 civarında Ölü Deniz önlerine geldik. Oraya gelince denize girmeyi planlıyordum ama ağır soluganlardan gerçekten canımız bir hayli sıkılmıştı. Yedi Burunlar deniyormuş buralara, meşhurmuş. Buralardaki denizciler, balıkçılar bile sabah saat 10:00'dan önce burayı geçmek için erken yol alırlarmış. Kalkan ve Fethiye arasında seyir yapacak olursanız size de aynısını öneriyoruz.
Planımız Ekincik Koyu' na kadar gitmekti ancak ayların verdiği yorgunlukla pek de mecalimiz kalmamıştı zora gelmeye. Biz de ağır ağır ilerleyip, arada bir mola verip, sakin sakin yelken yapıp bu geceyi Port Göcek'te geçirmeye karar vermiştik.

Saat 18:30 gibi marinaya girişimizi yaptık. Gulchin' i bir güzel yıkayarak onu da kendimizi de serinlettik. Sonra da oturup hava durumu kontrolü yapıp bundan sonra ne yapacağımıza karar verdik. Havalar bozacaktı... Birkaç gün marinada kalmamız gerebilirdi ya da yola devam edeceksek de erkenden kalkıp öğlen saatlerine kadar gecelenecek, korunaklı bir yer bulmamız gerekiyordu. Bizimkileri de özlediiiiikk :(
"O zaman Gulchin burda kalsın, biz dönüyoruz!" dedik. Bu kararı vermek bizi rahatlatmıştı gerçekten. Yorgunluğumuz bile yüzümüzden akıp gitmişti. Batmakta olan güneşin verdiği o güzel ışığı da kullanarak kendi finalimizin fotoğraflarını çektik.

Akşam da duşlarımızı alıp, yemeğimzi yedik keyifle ve toparlanmaya başladık. Ertesi gün Muammer abi gelip sabah erkenden bizi alacaktı.

29.06.2009 sabahı saat 09:00'da hazırdı herşeyimiz. Bavullarımız, kirliler, buzdolabında bozulacak şeyler, seyahatten aldıklarımız, ...


Havuzluk dolup taşmıştı bile. Çareyi el arabası ile tekne-araba arası sefer yapmakta buldu Muammer abi. :) Araba da tıka basa dolduktan sonra yola çıkmaya hazırdık.


Bu arada da bizimkilere dün gece dayanamayıp geleceğimizin haberini vermiştik. Onlar da hazırlıklara başlamışlardır muhakkak o saatlerde ki zaten anneanneme gittiğimizde sofra donatılmıştı. Teyzemler, ablamlar, herkes oradaydı. Benim domates soslu kızartmam da hazırdı. :) (meşhur Beria Kürekçi kızartması) Hepimiz çok özlemiştik birbirimizi.


Bu son yazıyı buraya eklemem gerçekten zaman aldı. Rally ile ilgili son yazım olacaktı, ondan olsa gerek benim de elim varmadı.

Bizi oralarda yorumlarıyla, telefonlarıyla yalnız bırakmayan dostlarımıza, arkadaşlarımıza ve aile fertlerimize teşekkür ediyoruz.

Ayrıca EMYR' i düzenleyerek bizim bu unutulmaz anları yaşamamıza vesile olan Emyr komite üyelerine - Sayın Teoman Arsay, David&Kath Gerrard, Hasan Kaçmaz, Faruk Günlü - teşekkürü borç biliyoruz.


Engin & Çimen, Gülçin Atalay
S/Y Gulchin
Emyr # 998