hayat, aldığımız nefeslerin toplamı değil, nefesimizi kesen anların toplamıdır...

22 Mayıs 2009 Cuma

PORT GÖCEK' E DÖNÜS...


28.06.2008 sabahı saat 05:45' te Kalkan Limanı'ndan sessiz sedasız ayrılıyoruz uykulu gözlerle, istemeyerek... Dümen suyumuzda şirin, nezih, misafirperver Kalkan...
Hava pek yok ama ölü dalga pek çoktu. Gerçi ben odamda enlemesine yatmış, dalgalardan etkilenmemeye çalışarak uyuyordum ama... :)
Saat 10:00 civarında Ölü Deniz önlerine geldik. Oraya gelince denize girmeyi planlıyordum ama ağır soluganlardan gerçekten canımız bir hayli sıkılmıştı. Yedi Burunlar deniyormuş buralara, meşhurmuş. Buralardaki denizciler, balıkçılar bile sabah saat 10:00'dan önce burayı geçmek için erken yol alırlarmış. Kalkan ve Fethiye arasında seyir yapacak olursanız size de aynısını öneriyoruz.
Planımız Ekincik Koyu' na kadar gitmekti ancak ayların verdiği yorgunlukla pek de mecalimiz kalmamıştı zora gelmeye. Biz de ağır ağır ilerleyip, arada bir mola verip, sakin sakin yelken yapıp bu geceyi Port Göcek'te geçirmeye karar vermiştik.

Saat 18:30 gibi marinaya girişimizi yaptık. Gulchin' i bir güzel yıkayarak onu da kendimizi de serinlettik. Sonra da oturup hava durumu kontrolü yapıp bundan sonra ne yapacağımıza karar verdik. Havalar bozacaktı... Birkaç gün marinada kalmamız gerebilirdi ya da yola devam edeceksek de erkenden kalkıp öğlen saatlerine kadar gecelenecek, korunaklı bir yer bulmamız gerekiyordu. Bizimkileri de özlediiiiikk :(
"O zaman Gulchin burda kalsın, biz dönüyoruz!" dedik. Bu kararı vermek bizi rahatlatmıştı gerçekten. Yorgunluğumuz bile yüzümüzden akıp gitmişti. Batmakta olan güneşin verdiği o güzel ışığı da kullanarak kendi finalimizin fotoğraflarını çektik.

Akşam da duşlarımızı alıp, yemeğimzi yedik keyifle ve toparlanmaya başladık. Ertesi gün Muammer abi gelip sabah erkenden bizi alacaktı.

29.06.2009 sabahı saat 09:00'da hazırdı herşeyimiz. Bavullarımız, kirliler, buzdolabında bozulacak şeyler, seyahatten aldıklarımız, ...


Havuzluk dolup taşmıştı bile. Çareyi el arabası ile tekne-araba arası sefer yapmakta buldu Muammer abi. :) Araba da tıka basa dolduktan sonra yola çıkmaya hazırdık.


Bu arada da bizimkilere dün gece dayanamayıp geleceğimizin haberini vermiştik. Onlar da hazırlıklara başlamışlardır muhakkak o saatlerde ki zaten anneanneme gittiğimizde sofra donatılmıştı. Teyzemler, ablamlar, herkes oradaydı. Benim domates soslu kızartmam da hazırdı. :) (meşhur Beria Kürekçi kızartması) Hepimiz çok özlemiştik birbirimizi.


Bu son yazıyı buraya eklemem gerçekten zaman aldı. Rally ile ilgili son yazım olacaktı, ondan olsa gerek benim de elim varmadı.

Bizi oralarda yorumlarıyla, telefonlarıyla yalnız bırakmayan dostlarımıza, arkadaşlarımıza ve aile fertlerimize teşekkür ediyoruz.

Ayrıca EMYR' i düzenleyerek bizim bu unutulmaz anları yaşamamıza vesile olan Emyr komite üyelerine - Sayın Teoman Arsay, David&Kath Gerrard, Hasan Kaçmaz, Faruk Günlü - teşekkürü borç biliyoruz.


Engin & Çimen, Gülçin Atalay
S/Y Gulchin
Emyr # 998

Hiç yorum yok: